29 Ağustos 2014 Cuma

Badem Hasat Dönemi Öğrendiklerimiz

Bu sene ilk defa az miktarda hasat yaptık. Bu hasat denemesi ile önümüzdeki yıl ticari ilk hasatımızı planlama imkanı bulduk.



                          


Neler öğrendik?
1-Badem her sene sürgün vermek durumunda. Her sürgün 2 yıl sonra meyveye yatıyor. Sürgün yaşlandıkça verimi düşüyor. Bu yüzden sürekli taze dallar desteklenmeli.

2-Budama olmazsa olmaz. Doğru dallar budanmalı.

3-Badem toplayıp kavlatma makinelerine döküldüğü zaman iyi sonuç almak için çok beklenmeden toplanmalı. Badem yeşilken makinelerde daha iyi performans veriyor. Badem yeşilken toplanıp kavlatılmalı ve 3-4 gün güneşte kurutulmalı.


4-Mekanizasyon çok önemli. 

Kavlatma ve kırma makineleri çok kritik. Şu ana kadar gezdiğim hiçbir makinede iyi sonuç görmedim doğrusu. Bu konuda yurtdışı ve yurtiçi fuarları dolaşmak gerekecek sanırım. Net tavsiye aldığım bir makinaya denk gelemedim. Bir kısım kabuklu badem güzel kırılırken, bir kısım kabuklarla beraber makina dışına atılıyor. Kabuklarla beraber çıkanlar elle tek tek ayıklanıyor. 30 ton badem aldığında, elle kabuktan badem ayıklamak çok zor olsa gerek. Ürünal markasının kırma makinası güzel sonuç veriyor kırmada. İç bademe zarar vermiyor. Yalnız onlarda cihazı geliştirmeli, yanlardan kırıklar dışarı düşüyor, ve elek sistemleri geliştirilmeli. Büyük bademler kabuklarla beraber  onlarda da gidiyor, iç bademler cihazın ön kısmından elekten geçmeyip kırılan kabuklarla beraber geliyor. Yoksa arka taraftan bademler güzel çıkıyor. Biz Ferragnes ve Ferradualı kırmayı denedik. Bademe zarar vermiyor, temiz ürün çıkarıyor. 2 çuval deneme yaptık ve zaiyat nerdeyse yoktu. Ama bir çuvala yakın kabukla beraber kırılmış badem alıp, bahçemze dönüp  tek tek ayıklamak zorunda kaldık. 

 Umarım tamamen kabuk ve bademi ayıran bir makina geliştirmek üzere çalışan firmalar vardır. Yurtdışı makinelerde internet üzerinden bu tür makinelerdan gördüklerimiz var. Yeni kurulan  ceviz ve badem bahçelerinin sayıları artıyor ve bu bahçelerin verimleri arttıkça mevcut makine pazarı yurtdışına kayabilir. Umarım bizim yerli firmalar bir an önce buna odaklanıp çözerler. 



Badem toplanıp kavlatıldıktan sonra kırılacaksa, gördüğümüz mevcut makinalar küçük üreticilere yönelik makineler olarak gözlemlendi. Bu konuda bilgisi olan varsa lütfen paylaşsın.


Badem Fizibilite Hesap Hataları-2

BADEM AĞACI YAŞ HESAPLAMA

Fizibilitelerde yaptığımız bir hesaplama yanılgımız var. Ağaç veya bahçe yaşının insan yaşı gibi algılanması.. Bahçemizin yaşını doğru hesaplamamız gerekiyor. Ya bahçemiz verim öncesi yaşta (3 yaşında) ise ve biz verim çağında (4 yaşında) sanıyorsak? Bu örnekte  3 yaş verim öncesi son sene olarak öngörülmüştür. 5 senede 2 yaşına ulaşan ağaç ve bahçeler de gördüm. Aslında sene ve zamana değil, ağacın gelişimine bakmak gerekir. Kolay anlaşılması açısından örnek olarak normal gelişen ağaçlara göre 3-4 yaşı örnek veriyorum. 

Bu örneğe göre, 4 yaşında sandığınız bahçede verim  beklentiniz oluşacağından, bakım programınız direk olarak değişir ve meyveye dönük besleme programı yaparsınız. Meyveye yüklenir, genç ağacı zorlarsınız. İki sene sonra verim alacağınız sürgünler daha az gelişir. İki sene sonra verim kaybı yaşarsınız.

Aslında basitçe söyle diyebiliriz, her yeni sürgün 2 yıl sonra verime yatacak ve sonraki 2-3 yıl boyunca verim verebilecek. Bir yıllık sürgünden verim alınmaz mı? Alınır, bölge, toprak yapısna göre, beslemeye göre alınabiliyor. Badem alınıyor ama verim alınıyor mu? İstisnalar kaideyi bozmaz. Bahçenizin 3 yaşında olduğunu farkederseniz, ( 5 sene geçse dahi ki zaten 5 sene geçse dahi 3 yaşında ise bu yaş konusunda hata yapıp (hastalık durumu hariç) , bakımda yaptığınız eksik veya yalnış uygulamalrdan kaynaklanıyordur.) yani henüz verim verecek olgunlukta olmadığını gözlemlerseniz, meyveye yüklenmez ve ağacı yormazsınız. Bakım programını büyütmeye odaklı şekilde doğru planlarsınız, hatta belki oluşan meyveleri çağla aşamasında toplarsınız veya ağaçların  meyveye yatma durumuna gelmesini hızlandırırsınız. Sürgünleri gelişmemiş bir ağaca potasyum yüklemenin manası yoktur. Potasyum dalı yaşlandırabilir, göz oluşumuna fayda sağlayabilir ama sürgün yoksa olmayan sürgünde hangi göz oluşabilir ki!

Ağacınızın 3 yaşında olduğuna (4-5 sene geçse bile) kanaat getirirseniz, sonraki iki sene için, verim verecek yeni sürgünlere ve meyve almak için meyve gözü oluşturmaya yönelik bir program uygularsınız.

Yaş hesabı konusunda ayrıca başka bir hesap kriteri daha mevcut. Bir örnek ile anlatmaya çalışayım:
2010 Haziran ayında dikilen bir bahçe için, genellikle 2011 Haziranda 1 yaşında denir. İnsan yaşı gibi hesaplanır. Ağaçlarda bu farklıdır. Badem ağacının yaşı ağacın dikildiği yerde ilk uyanması ile başlar. Yaşı ise Hasat zamanı baz alınarak sayılır. 

2010 Haziranda dikilen bahçe 2011 Ocakta dikilmiş gibi hesaplanmalı. Zira Mayıs-Hazirandan sonra  bölgeye göre ağaç sıcaklık artışı ile birlikte yavaşlar. En hızlı gelişecek bahar dönemi kaçmıştır. Eğer ağaç 2010 Ocak veya Şubatta dikildi ise sorun yok, 2010 dikim diyebiliriz ve Ağustos 2011 de 1 yaşında deriz.  Ama 2010 Nisan-Mayıs-Haziran ayında dikmiş isek 2011 Ocakta dikilmiş gibi hesaplanmalı ve 2012 Ağustos ayında 1 yaşında kabul edilmeli. Yıl ortasında dikmek, 1 yıllık ek maliyet getirebilir. Ayrıca verime de 1 yıl geç ulaşmanızı sağlar. Projenin planlanması, saha hazırlanması, alt yapı kurulması, dikim, bakım...Zamanlama bu konuda önemli...

Fizibilitede 4 yaşındaki hesaplanan dönüm başına şu beklentim var diyorsak, ağacın 4 yaşında hangi yıl olacağına başında doğru karar vermek gerekiyor. 1+1 yaşında fidan, 2+1 yaşında fidan vs.. çok önemli değil. Pazarlamada kullanılır. Bize 2+1 yaşında fidan verildiğinde 2 sene sonra 4 yaşında verim alacağız diye düşünen kişilere rastlamadım değil. Bunu normal karşılamak gerek, yetiştiricilik yapmamış bir kişinin bunu bilmemesi doğaldır. İşin başında araştırırken bizde öyle sanıyorduk. Ağacı büyük dikelim zaman kazanalım. Şimdi gülüyorum. Dikilince zaten dallandırmak için diz hizasından kafaları kesiliyor. Yani hepsi 40-50 cm lik kalemler haline geliyor. Fidanın kalitesi ve hastalıksız olması, inanın paha biçilemez bir başlangıçtır ve hepsinden önemlidir.

Ağaç anacınız yaban bademi değil de, GF ise, ağacın iyice aşağıdan taçlanmasını sağlamak gerekiyor. GF'i bulan kişi ile bir arkadaşım Fransa'da görüşmüş. GF anaçları ile yapılan bahçelerde ileriki yıllarda hasat sıkıntısı oluşuyormuş. 14 metreye kadar yükselen ağaçlar oluşmuş. GF'in tacı alçak yapılmalı ve budaması yaban bademi anacına göre veya GM anacına göre daha farklı yapılmalı. GF aslında tavsiye ettiğim şu an ülkede bulunan en iyi anaç. Amerika'da kullanılan Viking ve Atlas anaçları ülkemizde yok. Bu anaçlar olsa denemek ve sonuçlarını görmek isterdim. GF bahçemde kenarda denendi. Yanyana aynı gübre ve sulama hattında, aynı toprakta bulunan iki ağacı karşılaştırabiliyoruz ve 3 yaşındaki yaban bademi ile 2 yaşındaki GF yanyana gelirse GF gelişim olarak daha ilerde.. Artı ve eksilerini değerlendirirsek nematod sorununuz yoksa kesinlikle kullanılması gereken bir anaç GF anaçtır. Susuzluğa daha dayanıklı olduğunu öğrendiğim de çok şaşırdım doğrusu. Hızlı gelişen bir anaç nasıl susuzluğa daha dayanıklı olabilir diye düşünmedim değil. GF anaç, bahçenizi ilk zamanlarda 1 yaş ve ilerleyen zamanlarda daha fazla ileri götürür. Yapılan yıl ve bakım hatalarını örtmüş olur.  Toprak yapınıza uygunsa GF ve GM klon anaçlarını düşünün derim. Bu ara bilgiyi vermek istedim, zira GF anaçlar yaban bademine göre 4. yaşı daha erken yakalıyor. Fizibilitede, anaç seçimi, çeşit seçimi dikkate alınmalı. Ağaç yaşını belirlerken anaçta ağacın yaşına etki eden değişkenlerden biridir. GF 1 yılda 1,5 yaş alabilir.  Dikim zamanı, anaç, çeşit, besleme, sulama, budama, zararlılarla mücadele ve geçirdiği hastalıklar konusunda tüm aşamaları dikkate alınarak bu dediklerimiz geçerlidir. Her bir etken verim yaşında olup olmadığımızı belirleyen değişkenlerdir.

Zira 6 yaşında olmasına rağmen, 3 yaşında iyi bakılmış bir ağaçtan daha küçük ağaçlar mevcuttur. 4 yaşında 7 yaşından fazla verim alan bahçelerde mevcuttur. Bu iş fabrika da mal üretmeye benzemiyor, çünkü bahçe dediğimiz üretim tesisimiz bir canlı. Bunu unutmamak gerek.

Yaptığımız bu yaş hesaplarını bahçemizi ve ağaclarımızı gözlemleyerek doğruladık. Bahçemizin insan yaşı olarak 4, ağaç yaşı olarak 3 yaşında olduğunu anladık. Ayrıca Fusarium ve benzeri hastalıklarla 2 sene boğuştuk ve şu anda koruma programlarımız devam ediyor ama son 2 yıldır analizlerde dahil fusarium gözlemlenmiyor. Hastalıklar sürekli gelir, ancak önemli olan hızlı, doğru ve sistemli müdahele ile bu dönemi atlatabilmektir. Bu bahçenin verimi en çok etkileyecek faktörlerden biridir.

Bahsettiğim bu basit gibi gözüken hesap hatası, verim bakımından pek çoğumuzun moralini de bozabilir. Ancak bunun şu ana kadar bilinmediğini de farkettim. En azından fizibilite hazırlayan kişiler tarafından veya badem yetiştirmemiş mühendisler tarafından bilinmiyor ki bu da normal karşılanmalı. 

Verim olayı da ayrı bir konu. 2010 yılında Haziranda diktiğimiz ağaçlar o yıl çok çalışamadı. 2011'de 4 dal (A), 2012 (B) de bu dallara ek olarak  ortalama 4'er dal daha verdi ve özellikle 2013 (C) te 2012 deki gelişen dallar üzerinde yeni çok fazla dal oluştu. 2014'te (D) ise çok dallanan 2013 dalları üzerine dallanmalar oluştu. Ağaçlar görünüm olarak 3 metrelere vardı. 2013 yılında sadece 2011 yılında ağaç başına 3-4 adet dallanan ana dallardan az miktarda badem topladık. Bu bademleri sadece kalite olarak inceledik. 

2014 yılında yani bu sene 2011(A) ve 2012(B) yılında meyve veren dallardan ağırlıklı olarak meyve aldık.   Ana 4 daldan ve bunlardan daha gelişmiş ve daha uzun ek dallarından meyve topladık ve miktar  biraz arttı. Yani 2014'te A-B seviyesinde badem beklemek gerekir. 2015 yılında ise C-D 2016 da ise D-E dallarının seviyesinde ürün beklemek gerekir. Fizibilitede veya gözlemlerimizde, ağaçlarımız 2013 yılında çok gelişse bile, getirisinin 2015 yılında olacağını hesaplamak gerekiyor. Dallar bir sene sonra verim vermiyor. Tabii istisnalar kaideyi bozmaz. Bazı mevsimi uzun ve iyi bakılan yerlerde full verimlilik olmasa da bir yıllık dallarda da verim gözlemlenebiliyor.


Ticari verimleri bahçemizde bu bazda, 2015 -2016 yıllarında olacağını gözlemleyerek tahmin edebiliyoruz. Kısacası, bademde 4. yıl ağaç başına 1 kg , 5. yıl 2 kg gibi hesaplar yapmak gerçekçi değildir. Bahçede, ağaçlarda dallanma iyi ise 2 ton badem alan bir bahçe 1 yıl sonra 12 ton ürün alabiliyor veya 12 ton badem alan bir bahçe, 1 sene sonra 3 ton bademe düşebiliyor.

Farklı bahçelerden yıllara göre verim bilgileri aldım. Bir standart yok doğrusu. Hatta yanyana gelişen bir bahçede, aynı yerde biri her sene arttırarak badem alırken, diğeri bir sene alıp bir sene alamıyor.  Periyodisite oluşuyor. Bunun aslı azot ve karbonhidrat dengesinin bozulmasıdır. Bu dengenin bozulması, gelişen  çiçek tomurcuğunun gelişmesini, engellyen bir madde üremesi olduğunu bir çok makale de okudum. Çok göz verdiği ve meyve verdiği sene hemen alarma geçip sonraki iki yıla göre besleme ve budama hemen planlanmalı. Bu planlamalar yapılmadığı için verim açısından doğru bir istatistiğe ulaşamadım. Bu konuda doğru besleme ve ağacı dengeleme işe periyodisitenin aşıldığı biliniyor.

Amerikan rakamlarına bakıp ideal rakamlar üzerinden hesap yapmak için onların ortamlarına, altyapılarına ve bilgilerine sahip olmak gerekir. Geleneksel usul tarım yapıp, Batı'nın modern teknikleri ve bilgi birikimleri ile ulaştıkları verimlere göre fizibilite yapmak, gerçeklikten uzaklaşarak beklentiye girmek doğru değil. 1800-1900 yıllarda kurulmuş badem bahçelerinin know-how ı ile (ki bu know how o bölgede geçerlidir bize uymayabilir) ulaştıkları hedeflere 4 yılda ulaşmayı bekleyen üreticilerimiz ile bu konularda tartışıyoruz ve görüş alışverişinde bulunuyoruz.

Badem bahçenize danışmanlık alırken, bu işten anlayan bir danışmanla çalışmanın yanında, grup halinde danışmanlık yapacak bir yapı ile çalışın. Bir göz yerine 3-4 göz daha iyidir ve konular tartışıldıkça alttan başka nedenler çıkıyor.

Biz bahçemize 3 kişilik bir grup olarak bakıyoruz. Ben işletmeci gözü ile, yatırımcı gözü ile yetiştirici gözü ile bakarken,  yüksek ziraat mühendisimiz ağacın gelişimine odaklanıyor ve yine bir tarım ekonomisti badem yetiştiricisi arkadaşımla, bahçelerimizin bakımında beraber çalışıyoruz. Uyumlu bir ekip olduk. Üç kişi ve bu üç kişinin etrafındaki diğer uzmanlarla, tüm detayları, yaşadıklarımızı konuşuyor, badem sektörü üzerinde çalışıyoruz. Yerli ve yabancı üreticilerle, uzmanlarla fikir alış-verişi yapıyoruz. Bazı bildiğimiz, doğru yaptığımız konuların yalnış, bazı yaptıklarımızın çok yerinde olduğunu görüyoruz. Bu şekilde bahçede doğru karar vermeye daha çok yaklaşıyoruz. Çok değişkenli bir denklem olan tarımda bir danışman ile ilerlemenin aynı etkiyi yaratmadığı bir gerçek.

Batı standartlarında üretimi yakalamamız için diğer bir sorunumuz bahçe büyüklükleri. Bence ülkemizin çılgın projesi tarım arazilerinin birleşmesi ve büyütülmesi olmalıdır. Nüfus artışlarını düşününce geleceği görmek gerekir. Su ve Gıda üretimi... Ortalama badem bahçelerimizin 17-30 dönüm olduğu ülkemizin en küçük bahçelerin 1000-2000 dönüm olmasını sağlamadan rekabet şansımızın olmadığı da bir gerçek.

Fizibiliteleri yaparken, badem üretimi her sene artacak şekilde hesaplıyoruz. Bademin gelişmesi için  bitkiyi, bölgemizi ve bahçemizi iyi tanırsak, doğru kararlar alıp gelişimde ivme yakalayabiliriz. Bu yüzden bahçe alt yapısı ile beraber işletme sistemi tüm geliştirici ürünlerden daha önemlidir.

Tarımın çok  değişkenli bir üretim şekli olması işimizi zorlaştırıyor. Herşey mükemmel gitse bile çiçeklenme zamanı bir don, sel, dolu, fırtına olması o seneyi yok edebilir. Bu yüzden yatırım aşaması, lokasyon yani temel çok önemlidir. Don bölgelerinden, hastalıklı bölgelerden uzak durmak riski azaltır. Ama bilemiyoruz,  orman arazilerinde mantari hastalıklar olabiliyor. Belki dikimden önce toprakta mikrobiolojik analizlerde yapılmalı ve saha da mevcut mantar vs.. var ise saha dezenfekte edilmeli veya belki de duruma göre yatırımdan vazgeçilmeli.

Doğru lokasyonlarda bile belki 10 yılda 1 sene ürün kaybı olabilir, diğer taraftan yalnış lokasyon seçimlerinde 10 yılda 2-3 sene kayıp olabilir. Bazen tüm yatırım da zarar görebilir. İnceleme fırsatı bulduğum fizibilitelerde, ki işe başlarken kendi yaptığım da dahil, bu gibi değişkenler gözardı edilmiş ve ediliyor. 

Sonuç olarak, önemli olan bahçenizin temiz, sağlıklı bir gelişim göstermesidir. Bu şekilde devam eden bahçe, yüksek verimleri katlayarak yakalayacaktır. Bahçeniz sağlıklı ise, dallanmalar ümit verici ise, boğum aralıkları çok açık veya çok kapalı değilse, ve meyve gözleri çok ise doğru yoldasınız demektir.

Siz yine de fizibilitenizi yaparken ağaçlarınızın yaşına dikkat edin ve istenilen gelişime ulaşamadıysanız fizibilitenizi revize edin.

Bu konuyla ilgili istastistiki bir çalışmamız var. Derlediğim zaman ağaçlarınızın yaşını bilimsel olarak göstermeye çalışacağız. 4 yıldır yaptığımız bu çalışma sonuçlarını analiz etmemiz için ilk ticari verimi bekliyoruz.


6 Ağustos 2014 Çarşamba

Geleceğin Çiftçisi



Gezegen ısınıyor. İklim şartları değişiyor. Nüfus artıyor. Ormanlar azalıyor. Su kaynakları tükeniyor.



Tarım sektörü tüm olumsuzluklara karşın, endüstrisi ve teknolojisi ile beraber aynı alandan yüksek verimlilik için çalışıyor.


Geleceğin çiftçileri teknoloji kullanarak daha kontrollü ve verimli olmak durumundalar.
Ürün kayıplarını en aza indirmek, verim düşüklüklerine uğramamak ve yüksek verime erişmek için teknolojileri kullanıyorlar.

Gelecekte tarımsal üretim yapılan alanların işletmeciliği profesyonel iş tanımlarına girecek. Badem yetiştirme uzmanı, elma yetiştirme uzmanı vs.. veya teknik alanın dışında bahçe işletme uzmanı.  
Bu yapılar yurt dışında tarımda başarılı olan ülkelerde zaten mevcut. Neden ilerlediklerinin cevabının bu olduğunu düşünüyorum. Odaklanma...

Bizim ülkemizde tecrübe ettiğimiz, her tür yetiştiricilikten anlayan uzmanlarla çevrili olduğumuz. Aslında buna uzmanlık demek doğru gelmiyor. Tabii ki Ziraat Mühendisleri diyebiliriz , ama hem bademden, hem elmadan, hem zeytinden, hem narenciyeden, hem armuttan vs.. anlayan mühendislere sahibiz. Mühendislerimize de haksızlık etmeyelim, çok değerli mühendislerimiz mevcut, bu onların yarattığı bir durum değil. Tarımsal üretim sektöründeki sistemsizlikten kaynaklanan bir durum.
Amerikada ceviz uzmanı ayrı, badem uzmanı ayrı, elma ve hatta bölgesel çeşitlere göre uzmanlar ayrı. Mesela bademde gözüken bir bakteriyel hastalığın tüm detaylarına odaklanıyorlar. Bunu her bölgede, farklı şartlarda takip ediyorlar. Sonunda da nasıl mücadelenin daha etkin olduğuna karar veriyorlar. Bu verilerde düzenli, bilimsel şekilde tutuluyor ve sonrakilere ışık oluyor. Gelişim böylece ilerliyor.
Yurt dışında bahçeler daha büyük, enstitülerle beraber birbirlerini destekleyen yapılar kurulmuş. Badem veya herhangi bir ürün ile ilgili hakim ziraat mühendisleri mevcut. Tıpta nasıl kulak burun boğaz uzmanı, kardiyolog vs.. farklı ise tarımda da elma uzmanı, badem uzmanı vs.. farklı.  Badem konusunda uzman bir ziraat mühendisine ceviz ile ilgili bir soru sorduğumuzda, kendisinin uzmanlık alanı olmadığını rahatlıkla söyleyebiliyor.

Geleceğin çiftçiliğinde bizde benzer bir yapıya geçmek durumundayız. Yakın gelecekte göreceğimiz üzere, bahçeler büyüyecek, uzmanlık yapıları kurulacak.
İşletme fakülteleri gelişerek, ziraat fakülteleri ile beraber tarımsal işletmecilik bölümleri açacak. Tarımsal üretim yapılan, genişleyen sahalarda saha işletme müdürleri, saha teknik müdürleri vs.. gibi yönetim birimleri oluşacak. Biri işletmenin finansal geleceği ile ilgilenirken, diğeri bahçenin bitkisel gelişimine odaklanacak. Bu gibi benzeri yapılara oluşacak. İşletmecilik ayrı bir önem kazanacak, maliyetlerini bilmek, maliyet kalemleri üzerinde karşılaştırmalar yapmak, üretim fiyatlarını net görmek önemini arttıracak. Aynı zamanda teknik olarak yapılan işlemlerin üzerine de odaklanılması ve doğru kararlar almak için kayıtların önemi artacak. Küçük verilerin birleşmesi her anlamda verimlilik kapısının anahtarını oluşturacak.
Üretim alanınızın küçük olmasının hiçbir önemi yok. Eğer saha büyüklüğünü esas alırsanız yanılırsınız. Öyle olsaydı Ukrayna etrafımızdaki en bilinçli ve verimli üretim yapan ülke olurdu. Oysa toprağı olmayan Hollanda ve İsrail gibi ülkeler dünya tarımında, tarım teknolojilerinde, bilgide lider ülkeler.



Üretim alanınız ne kadar küçük olursa olsun, geleceğin çiftçisi olarak, bilimsel odaklanma ile küçük verilerden büyük verilere ulaşabilirsiniz. Bu konuda sizleri destekleyecek çok önemli olduğunu düşündüğüm bir çalışmamızı yakında sizlerle paylaşacağız.