21 Kasım 2014 Cuma

ANKET

Lütfen aşağıdaki linke tıklayarak anketi cevaplayın...



28.Mayıs 2015 Cevapları % üzerinden hesaplanmıştır


Tarımda Teknoloji Kullanımını Destekliyor musunuz?


Üretimini Yaptığınız Ürün Hangisidir?


Üretim yaptığınız alan ne kadar?



10 Kasım 2014 Pazartesi

GEÇEN SENE YAŞANAN ILIMAN KIŞ YENİ NORMAL İKLİM Mİ?



 Katherine Pope  Tarafından yazılmıştır /  Kasım 08, 2014  /
           
Katherine Pope,Sacramento, Solano ve Yolo bölgesinde UCCE’de Çiftlik Uzmanıdır,

1.Bölüm: 2013- ve 2014 yıllarındaki düşük soğuklama saatlerinden neler öğrendik.


                                      Bir noktadaki düşen soğuklama hesabı örneği


Hasatın tamamlanmasıyla beraber, 2013-2014 ılık kışlarının etkilerini değerlendirmek için iyi bir zaman.  Merkez Vadi’de(California) ortalama soğuklama %25 düştü. Bahçelerdeki bir çok ürün, klasik soğuklama eksikliği – geciken çiçeklenme, zayıf tozlanma ve zayıf yaprak bırakma - semptomları gösterdi. Bazı kiraz, antep fistığı ve erikler ılıman çiçeklenme sıcaklıklarını tecrübe ediyorlar, uzayan çiçeklenme bir çoğunda verim kayıplarına neden oldu.
Hasatta gözlemlediğimiz, kuraklığın sebeb olduğu su stresi, bazı ürünlerde, büyüklük ve kalite durumlarında etkiye sebeb oldu. Ama soğuklama süresi düşüklüğü, hemen hemen kesin diyebiliriz ki, alışılmamış ağaç davranışlarından, düşük verimden ve düşük kaliteden sorumludur. İlerlemek için bu sert yıldan neler öğrenebiliriz.?

Birincisi, geçen yıl kıştan endişe duymalı ve  öğrenmeli miyiz?
Bu sadece bir radar göstergesi miydi?  Ya da geçen sene yaşanan ılıman kış yeni normal iklim mi? Cevap ikisinin arasında bir yerlerde. Bu şekilde ılıman kışları her sene beklemiyoruz, ama ılıman kışların sıklıkla yaşanacağını bekleyebilriz. Bölgesel düşük soğuklama California için yeni bir konu değil. 1950’den beri tutulan tarımsal kayıtlara baktığımızda, düşük soğuklama her 10-20 yılda bir yaşanmış. Bu  devam eden bir döngü. Fakat genel sıcaklıklara göre merkez vadi gittikçe ısınıyor. Orta vadide, 1970’ten beri hava kayıtları yıllık miminum sıcaklıkların 4 F ‘ten yüksek durumda. Bu çok fazla değil gibi gözükebilir, ama yeterli soğuklama’dan , yetersiz soğuklamaya sıcak kışlara değişim için yeterlidir. Sıcaklıklar ısınmaya devam ederse, iklim uzmanlarının çoğunluğunun hesaplamasına göre, 2013-2014 yıllarının sıcaklıklarını her 10 yılda bir görebiliriz. (Luedeling et al. 2009).

                         Zaman üzerinde minimum sıcaklık değişimleri. (Cordero et al. 2011).

Bunlara ilaveten, biliyoruz ki sis orta vadide azalıyor. Sabahları beyaz mafsal yoğunluğu arasında Delta Nehri yolunda okula doğru arabayla gittiğimi hatırlıyorum. Bu gibi sabahlar alışılagelmiş şekilde gelmezler. 1980’lerde ve 1990’larda sisli günler önemli şekilde azaldı, 10 yıllık sürelerde, 10 günden 3 ü sisli geçerken, sisli gün sayısı 2’nin biraz daha altına düştü
Bu %33 sis’te düşme yaşanması anlamına gelir. Bu soğuklama, ağaç ürünleri için önemlidir, çünkü sis meyva gözlerine güneşten gölge yapar. , Düşük sis şu demektir, Meyva gözleri hava sıcaklığı değişiminden daha çok az soğuklama aldıklarını hissederler.
Şimdilik sisin etkisi dahil ne kadar değişim yaratacak bildiğimiz hiçbir soğuklama modeli yok.
Hepsini biraraya koyalım, kış soğuklaması düşüyor ve sis azalmasından dolayı meyva gözleri daha az kış soğuklaması aldıklarını biraz fazla hissediyorlar. California ürün endüstrisi şanşlı ki, Orta vadide soğuklamanın düşmesine karşı bir çok potansiyel çözüm var. Bu çözümlerin bazıları piyasada bulunuyor. Bazılarının sahada kullanılması için biraz daha araştırma, test ve onaylanması gerekiyor.


                                          Sisteki Değişim. (Baldocchi & Waller 2014).

Sıcak kışlara hazırlanmanın birinci adımı soğuklama sürelerinin hesaplanması. Soğuklama hesabı modellerine göre, geçen kış gerçekten bir ortalama soğuklama kışıydı. Ancak, ağaçlar açıkça aynı fikirde değildi.
Bir sonraki yazıda size dinamik modeli anlacağım, ağaçların saydığı gibi soğuklamayı hesaplamayı. Ne kadar iyi soğuklama sayarsak ihtiyacımız olduğunda o kadar iyi harekete geçebiliriz. Bundan sonra ki yazıda, düşük soğuklama yönetimini ele alacağız , özellikle uyutma spreylerini.  Bu spraylar bize antep fıstığında düşük soğuklamalı yıllarda ne kadar yararlı olduğunu gösteriyor.

Note: Sıcaklık artışlarını realize ediyorum ama iklim bilimcisi değilim, ben bir bitki bilimcisiyim. Bununla beraber %97 iklim bilimcisi sıcaklıkların arttığına inanıyor, ve artmaya devam edeceğine. Eğer 100 doktor görürseniz ve 97 si benim kolesterolümün yüksek olduğunu söylerse, ben onlara inanırım ve bazı değişiklikler yaparım.  Buna istinaden, sıcaklıkları yükselmesi, California’da nasıl tarım yapacağımızı etkileyecek. Sıcak kışlara hazırlanmak için yapacağımız bir çok iş var. Yakında bu çözümler hakkında konuşmaya başlayacağız ve bu çözümleri destekleyeceğiz, hazır olabildiğimiz kadar hazır olacağız.

2 Kasım 2014 Pazar

BADEM PAZARI SON DURUM

Badem yatırımının uzun vadeli bir yatırım olduğunu biliyoruz. Yapılan yatırımlar meyvalarını 8-16 yılda alıyor. Son 15 yılda badem yatırımları birçok yerde arttı. Şimdi bu konuda bilgi paylaşmaya çalışayım.

USDA verilerine göre dünya bademinin %83'ü California'a da üretiliyor. %7 Avustralya, %6 AB (%4,5 ile İspanya lider), %1,3-%2 Turkiye, %1 Şili ve %1 diğer..
Kısaca 4 oyuncu var, ABD, Avustralya, AB ve Türkiye.

Bazı verilere göre ise Türkiye'nin üretimi Yunanistan ile hemen hemen aynı ve %1 civarında. Bu araştırmayı yaparken 70.000 ton kabuklu badem üreticisi gözüktüğümüzü belirlerken, bazı kaynaklarda 15.000 ton içbadem üreticisi olduğumuzu tespit ettim. Üç aşağı beş yukarı oranlarsak normal bir miktar. INC verilerine göre dünya genelinde, yaklaşık 1.06 MT iç badem üretildiğini düşünürsek Türkiye badem üretimi pazar payı konusunda %1,3 bandına daha yakın diyebilirim. Ama biz USDA yi baz alarak %2 diyoruz. 

FAO, INC, USDA veya yerli veriler arasında farklılıklar olması normal. Gerçekten bu konularda derin bir istatistiki çalışma yapılmadığını tahmin ediyorum. Bu çalışma yapılmadan badem konusunda doğru bir politika, vizyon planlaması yapılması bir hayli zor diye düşünüyorum.


ABD %83'lük pazar payından %31'lik kısmını iç piyasada tüketiyor.  ABD diyorum ancak bu pay tamamen California Eyaletinde üretiliyor. Californiya eyaleti eğer ayrı bir ülke olsaydı, dünyanın en büyük 6'ıncı ekonomisine sahip olurdu. (Vikipedi) Geri kalan %52'lk kısmı İhraç ediyor.  Son 10 yılda dikim alanları arttı. Son yıllardaki kuraklık en büyük sorunları. Californiya'nın içme sularının %10'u badem üretiminde kullanılıyor. Bademe 'Ulusun en değerli ürünü' diyorlar.Bir makalede okumuştum, kuzeyden Californiya'ya su getirmek için yaklaşık iki milyar dolarlık bir projeden bahsediyordu. Yani Badem üretimini ve pazardaki güçlerini korumak için de yatırımlar yapılıyor.

Avustralya badem konusunda en hızlı hareket eden ülke. 2 sene önce olan %6 pazar paylarını bu sene %7 ye çıkardılar. Bu arada %1, %0,5 gibi rakamlar çok büyük rakamlar, bir ülke üretimi o kadar olabilir. Üretiminin %2 sini kendisi tüketirken, %5'ini ihraç ediyorlar.

Daha önemlisi 2002 den 2014'e kadar 2002'ye göre  5 kat badem alanlarını arttırdılar.  %7'lik dünya pazar payını varolan dikili arazilerin sadece %43'lük verim  aldıkları kısmı ile alıyorlar. 2015'ten itibaren verime yatacak dikili alan oranı %43'ün üzerine + %48 daha gelerecek. Yani dikili alanların verim verme oranı %91'e yükselecek. Yeni dikilmiş 3 yaşından küçük  %9 luk bir alanları daha var. Pazar paylarını en az %4 (Türkiye üretiminin 2-3 kat kadar fazlası) arttırmayı hedefliyorlar. Bence bu yatırımlara bakarsak, son derece gerçekçi bir hedef. Dünya Nufüsununda 7,1 miyara ulaştığı ve 2050'ye kadar 9 milyara ulaşacağı öngörülürken (FAO, WorldBank) badem tüketiminin her bölgede arttığını da ekleyeyim. 

ABD ve Avustralya'da dünya borsalarında işlem gören badem üreticisi firmalar mevcut.

Avrupa Birliğine gelince, burda en önemli ülke İspanya. %4,5 -%5 arasında farklı verilere göre dünya pazarında payı var. Yunanistan hacimli bir üretici, Italya ve Fransa'nın üretimi daha düşük. Ancak bu ülkelerde de badem yatırımları devam ediyor ve destekleniyor. Neler olacağını önümüzdeki yıllarda göreceğiz. Fındıkta dünya lideri olan ülkemizin, son 15 yılda  pazar payıının nasıl düştüğünü ve bu ülkelerde pazar payının nasıl arttığını incelerseniz daha iyi anlarsınız. Avrupa ülkelerinde dikilmiş ama verime yatmamış ne kadar badem alanı var bulamadım. Bu yüzden yorum yazamıyorum.

AB-(27 ülke) toplamda pazarda %6'lık bir üretim payına sahipken, Toplam pazarın %28'ı kadarında tüketici durumunda. Toplam pazarda üretilen bademin %22 sini AB ithlat ediyor. Net şekilde üretici-ithalatçı sınıfındalar. İspanya ayrı şekilde değerlendirilirse, İspanya kendine yeten ve dışarı satan ihracatçı bir ülke konumunda.




Türkiye'ye gelince Pazarın %1,3-%2 sinin üretimine sahip. %3 tüketimi var. Dünya pazar payından %1-2 kadar badem ithal ediyoruz. Net üretici-ithalatçı sınıfındayız. İthalatımızın %94'ü ABD, geri kalan İspanya ve diğer ülkelerden.

Badem konusunda bu durum devlet tarafından görülmüş ve  özellikle özel ağaçlandırma ile 2002-2003'ten beri destek vermeye çalıştığını biliyoruz. Bu amacına istenilen ölçüde malesef ulaşamadı. Tabii ki yine de eksi değil, artı bir etkisi oldu. Bizler gibi, badem yatırımını yapan şirketler, kişiler oldu. En önemlisi, bu işe kafa yoran, bu işi inceleyen, tekkik eden, üzerinde çalışan kişiler oluştu. Bu da bir sonraki dönemler için  kazanımdır. Özellikle arazi tedarikindeki bürokrasi bu işin hedefine ulaşmasında yavaşlatıcı bir etken olduğunu söyleyebilirim.  Tek üzüntüm, Avustralya, İspanya, ABD ve bazı diğer küçük üretici ülkelerde son 10 yılda koşan yatırımların yapıldığı ve yapılmaya devam ettiği dönemde bizim yürümemiz. Her bahçenin kendi kliması olduğu gibi her ülkeninde kendi kliması var. Bu konuda koşacak iklime henüz gelemedik belki de, bilemiyorum.

Sonuç olarak avantajlarımız hala mevcut, California'daki kuraklık (sanırım hazırlıklı olduklarından Avustralya'ya yarayacak) badem piyasasını su sorunu çözülene kadar farklı bir duruma getirebilir. Başka bir avantajımız, dünya badem üretminin %92 si (ABD, Avustralya ve diğer) Amerikan bademi cinslerinin üretimidir. Biz ülkemizde genelde Akdeniz bademi üretiyoruz. Ferragnes vs.. gerçi Amerikan bademi bahçeleride kuranlar oldu. Akdeniz bademi ayrı bir segment, daha iri, daha aromalı...vs.. İspanya da bizim gibi akdeniz bademi de, Amerikan bademi de üretiyor.  İspanya akdeniz bademi üretimini katlamaya devam ederse, büyüyen pazarda payımız ve ithalatımız gittikçe artacak. Türkiye Ziraat Odaları birliği kaynaklı bir bilgiye göre, 2005 yılından itibaren bademde ithalatımız artmaya başladı. 2005 yılında 7,99 milyon dolar olan kabuklu ve iç badem ithalatı, 2012 yılında 102 milyon dolara çıktı.  

Bademde büyük yatırımlar yapılması  ve hızlı bir şekilde bu yatırımların yapılması desteklenmeli, sağlanmalı. Bahçe büyüklük ortalamaları, 20 dönümden 400 dönümlere çıkarılmalı. Büyük sahalarda badem yapılmasının önü açılmalı. İthalat rakamları gösteriyor ki ve badem fiyatlarının yükselmesi gösteriyor ki, talep artıyor ve pazar büyüyor, bizim dışımızdakiler bunları öngörmüş ve atağa geçmiş durumdalar. Pazar payı kaybetmemiz, iç pazarımızın da tamamen ithalata dönmesi içerideki biz üreticileri bekleyen en büyük tehlikelerden biri.


Kaynaklar:TZOB, USDA, INC, World Bank, FAO,Avustralian Almond, California Almond Board.