19 Mart 2013 Salı

Bakla Zınnı (Epicometis hirta) Mücadelesi

Bakla Zınnı (Epicometis hirta)

Bakla Zınnı Mücadelesi ile ilgili olarak araştırma ve gözlemler


Iran'da bu konuda yapılan bir çalışmaya göre  bu böcek kışı toprak altında bozulan bitki materyalleirnde veya ağaç gövde, köklerinde  geçiriyor. (Araştırma yapılan bölge soğuk bir bölge olduğundan)  Larvalar Nisan ayında pupa evresine giriyor ve Mayıs ayında saldırıya geçiyorlar. ( Bizde ise Şubat ayı sonu pupa evrsinde gelişiyorlar ve Mart birinci veya üçüncü haftalarında saldırıya geçiyorlar.) Iran'da bu bölge de bakla zınnı populasyonun artmasının sebebi şalgam ekiminin artması ve gübre kullanımının artmasıyla açıklanıyor. (Bakla Zınnı hayvansal gübreye yumurta bırakıyor)
Bakla Zınnı çiçeklerin açması ile ortaya çıktığı için arılarla aynı döneme denk geliyor. Yerli üreticilerin bu böceğe karşı ilaç kullanması sonucu ise arı popülasyonu azaldı, bu yüzden %50 çiçek kayıpları yaşanmış.

Yerel üretciler bakla zınnını kontrol etmek için kimyasallara başvuruyorlar. Kullandıkları ürün Thiodan. 1,5./2 litre 1000 litre suyla karıştırılıyor. Genel olarak ağaçlara en az bir en fazla üç kere sıkıyorlar. Hayvansal üretim yapan tesislere yakın olanlar üç kez yapıyor. Spreylemeden önce ağaçlar silkeleniyor ve yere dökülen böcekler ilaçlanıyor. (Aslında direk ağaçlara bir ilaçlama yok)

Integrated Pest Management (IPM) yani Entegre Zararlı Yönetimi ilkelerine göre 3 adet renkte leğen veya kap içine su koyularak deneme yapıldı. Kırmızı, sarı ve mavi.. 

Üç ayrı sırada tuzaklar kuruldu. 2 Farklı bahçede deneme yapıldı.  Daha iyi anlamak için leğenlere 0,05/1000 ml bulaşık deterjanı eklendi. Ayrıca aynı benzer method ile leğenlere bulaşık deterjanı yerine  gaz yağı eklendi

1.Bu method ile böcekleri çekmede yüksek başarı sağladı.
2.Mavi leğenler diğerlerinden daha çok işe yaradı
3.10 günde bir leğenden 7300 adet bakla zınnı ergini yakalandı
4.Enteresan bir sonuçta en yüksek yakalamalar saat 11:00 ile 16:00 arasında oluyor.




Bu sonuçlar 2010 yılında Iran'ın Gerdukaneh köyünde 50 dönüm elma bahçesinde yapılmış. Her çift ağaç arasına  bir sıra 10 'ar metre ara ile bu tuzaklardan kurulmuş. Sonuç gerçekten iyi...

Bu method 2011'de 700 hektarlık bir sahada daha denenmiş ve 70.000 adet mavi kap yerleştirişmiş. Yani Hektara 60-80 adet kap yerleştirilmiş. İlaçlamada hektara 30-90 usd masraf olurken bu sistemde hektara 3-4 usd masraf olmuş.


Başka Öneriler ise,
Sahanın belli yerlerine hayvan gübresi yerleştirmek ve yumurta bırakacak dişileri çekmek ve bırakılan yumurtaları yakmak.

Tuzak bitkiler dikmek. Mesela, yabani hardal otu ve şalgam. Ancak bunlarda çok aşırıya kaçılmadan, bahçeye zarar vermeyecek ölçüde ekilmeli. Yoksa bahçeye bu böcekleri çekmiş oluruz.


(Kaynak: IPM versus Conventional Pest Management Practices in Iran By Hossein Heidari, Hooman Fathi, Alfredo Impiglia) 



Bunun dışında bahçemizde gözlemlediğimiz bir bitki Kiriş otu veya Çiriş Otu (İsimde Yöresel farklılık olabiliyor (Asphodelus Albus) olan yerlerde bu böcek kiriş otuna gidiyor.




           

 Kiriş Otu veya Çiriş Otu (Asphodelus Albus) 


  Kiriş Otu veya Çiriş Otu (Asphodelus Albus)  

Bahçemizin içinde de dışında da ormana doğru bol miktarda bu ottan bulunuyor ve şu anda üzerlerinde bol miktarda bakla zınnı bulunuyor. Bakla zınnının diğer bir tuzak bitkisi kesinlikle bu ot. Bu otlar sırt pompası ile saat 11:00- 16:00 arası ilaçlanırsa sonuç alacağımızı düşünüyorum.

Bizim bahçemizde dikimde hayvan gübresi kullandık. 2011 yılında 200 kadar mavi leğen yerleştirdik ve bu leğenler böcek ile doldu.. Hatta böcekler birbirleri üzerinden tekrar uçup kaçtılar. Dolunca bu leğenler hızlı bir şekilde boşaltılmalı ve böcekler imha edilmeli. 
2012 ve 2013 yıllarında hayvan gübresi hiç kullanmadık. Sadece Organik sıvı gübre Sotrol ve Organik sıvı humik asit Biomut kullandık. Bahçemizde bu sene yaklaşık 300 adet leğen olmasına rağmen 10 günde ortalama leğen başına 5-6 adet böcek yakalandı. Elle ise 100 adet üzerinde topladık. Şimdi Çiriş otlarının üzeri dolu bunları ilaçlamayı düşünüyoruz. Ancak bademler meyvaya dönmeye başladığından bize zararı azaldı, ama seneye daha çoğalmamaları için mücadeleye devam ediyoruz.
Bize mavi leğen ve su denilmişti meğer mavi leğen ve bulaşık sabunuymuş. Bunuda bugün deneyeceğiz. Gerçekten işe yararsa buradan yazarız.

Bunun dışında Amerika'dan aldığımız bir bilgiye göre İran'da da kullanılan thiadon isimli ilacı geceleri veriyorlarmış. Böylece kovanına dönen arıları koruyorlar. Aynı şekilde altacor isimli ilaçta bu şekilde kullanıldığı yazılmış. 

Bu şekilde ilaçlama yerine tuzakların kurulması ve tuzak bitkilerin ilaçlanması akıllıca olur diye düşünüyoruz. Hayvansal gübrelerden bahçede kullanmamak gerektiğini düşünüyoruz. Hem bu böceklerde hem başka zararlılarda hayvan gübresi çoğalmaları için yataklık yapıyor.

Bunun dışında internette bulduğum başka kaynaklar.

Bakla zınnı (Epicometis hirta (Poda) (Col.:Scarabeidae)) sabahın erken saatlerinde hareketsiz olurlar. Bu nedenle, erginlerin az hareketli oldukları sabahın erken saatlerinde, ağaçların altına çarşaflar serilmeli ve ağaçlar kuvvetlice silkelenerek, ergin böceklerin çarşafın üzerine düşmesi sağlanmalı ve düşen böcekler toplanarak öldürülmelidir. Ayrıca, ağaçların altına, mavi renkli kaplar veya leğenler yerleştirilir ve bu kaplar yarısına kadar su ile doldurulur. Ergin böcekler, mavi renge yönelerek, kapların içindeki suya düşer. Düşen böcekler, her gün toplanarak yok edilir.Kaynak: T.C.Samsun Valiliği Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü )

Meyve bahçelerinde zararlı olan Bakla zınnı (Epicometis hirta) sabahın erken saatlerinde hareketsiz olarak ağaçlarda bulunmaktadır. Bu saatlerde, ağaçların altına çarsaflar serilmeli ve ağaçlar kuvvetlice silkelenerek çarsafın üzerine düsen böcekler toplanmalıdır. Özellikle grup halinde yasayan zararlıların bulundukları bitki organları ile birlikte kesilip toplanarak mücadele yapılmaktadır.(Kaynak:Hobi Bahçemiz

MART 2013

Mart Ayında yağmurlarla beraber bazı düzenlemeler yapıyoruz. Bahçe içinde dağınık halde çıkan kekikler toplanmaya devam etti.

Bir yandan kıştan yetiştirdiğimiz melisaları geliştirmeye çalışıyoruz.

Badem ağaçları da çiçeklenmeye başladı. Ağaçlarda aşırı bir çiçeklenme yok ama daha ağaçlar 2,5 yaşında.. 



ilk diktiğimiz ağaç güzel gelişti ancak çok çiçeklenmedi.





Yeni gelişen  Kekikler..



Geçen sene denemesini yapığımız yeni gelişen adaçayları...


Yolumuz Datça'ya düştü yine.. Datça'dan Halil ile beraber Arkadaşımız Yasin'in bahçesinden biraz çelik denemesi yapmak için adaçayı topladık.


Bagaj adaçayı ile dolduruldu.



Bir gün önce adaçayı çelikleri veya bulabilirsek tohumlar için tava hazırlamıştık.

Adaçaylarını çelikleme için hazırladık. Ve Dikime geçtik bakalım tutacak mı? Belki de hiçbiri tutmayacak. Ama en azından denedik deriz. Sera içinde deneğimiz çelikler nerdeyse yarıyarıya tuttu.. 
Burda iki handikap daha var birincisi çeliktan alınan adaçayı fizyolojik olarak aynı kuvvette olacak mı?
İkincisi bu mevsimde toplanan adaçayları ile çelik tutar mı? Çünkü adaçayları tohuma dönüyor ve tohuma dönen dallar sonra kuruyor. Biz bu dallardan çelik alıyoruz. Denedik, sonuçlarını göreceğiz.




Dikimde önce boğumlarından kesilen adaçayları köklendiriceye batırılıp toprağa saplanıyor. Üzerine sisleme yapılıyor. Bu işlem yağmur yağmazsa iki günde bir 1 ay boyunca uygulanacak. Sonuçlarını göreceğiz.

Eğer burda çelik alma işe yaramaz ise Nisan'da taze dallarla tekrar deneyeceğiz. İşe yararsa da Nisanda devam edeceğiz. Çünkü bizim bölgenin cinsi olan triloba cinsi tohum henüz bulamadık. Bu tohumlar Haziran ayında bulunabiliyor. Haziranda bulduklaırmızda sonbahar veya kışın ekilececek. Yani 1 sene kadar bir kayıp olacak. Bu yüzden çelikleme çalışmaları devam edecek gibi görünüyor. Çelikleme riskli. Tohumdan üretim kesinlikle daha sağlıklı. Kaliteli tohum bulmak için arayışlarımız sürüyor.

12 Mart 2013 Salı

BADEMDE MAJÖR VE MİNÖR YALNIŞLIKLAR...

Badem bahçesi kurarken yapilan her işleme aynı önemin verilmesi gerektiğini gun gectikce daha iyi anliyoruz. Sulama sistemi, fidan kalitesi, gubreleme, sulama, ekip.....ilk akla bu major etkenler geliyor..

Aslında tarımda major veya minör diye bir ayırım yok. Önemsiz basit bir önlemin alınmaması bütün bahçenin yok olmasına sebeb olabiliyor. Örneğin bahçe de hastalıklı bir ağacınız var ve iyi gözlemlemediniz. Kış geldi, hastalıklı ağaçta yapraklarını döktü. Artık hiç anlaşılamıyor. Zaten hastalıklar genelde kışın duruyor ancak ağaçta kalıyor. Kışın budama yaptınız. Budama makasını dezenfekte etmeden her ağaçta kullandınız. Tüm bahçeye yaydınız. Önlem budama makasını her ağaç kesiminden sonra yanında taşıdığın   küçük çamaşır suyu veya benzeri bir dezenfektan ile  dezenfekte etmek. Bekli 1-2 liralık bir çamaşır suyu...Bu küçük ihmal bahçenin tamamının yok olmasına sebeb olabilir.

Kimsenin üzerinde durmadığı, bahçede minor gözüken ve bahçede kayıplara sebeb olabilecek başka etkenlerde var. Örnek vermem gerekirse dikim derinliği. Dikimde aşı aşağida kaldığında gördük ki ağac geliştikçe strese giriyor, sakız bırakıyor ve ölüyor. Hastalık olduğunu düşünerek  Laboratuara gönderdiğimizde bir patojene rastlanamadi şeklinde rapor alıyoruz. Neden olduğunu düşünüyoruz. Sebeblerden biri dikim hatası olabiliyor. Kesin  o mudur? Bilemiyoruz..

İşin komik yanı nasıl sağlık sektöründe doktorlar herhangi bir bulguya rastlamadığında hastalığın kaynağı sinirsel, psikolojik vs... dediği gibi bizim sektörün  doktorları Ziraat Mühendisleri de herhangi bir buguya rastlamadıklarında aynı açıklamayı yapıyorlar ve ağaç strese girmiş diyorlar.




Sektördeki Major ve minor konular acaba sadece yapılsal konular mı? Sadece Sulama önemli, Fidan önemli, budama önemli, gübre önemli, ilaç önemli, toprak önemli vb.. yapılsal konular mı?

Bence major konu, hep abartılan raslantısal veya acayip olayları duymamız ve inanmamız.  Mesela geçen sene Mersin'den bir Badem ağacının 70 kg Badem (Kabukludur heralde:-))  ) verdiğini duyduk. İşte efendim Üniversiteler orda araştırma yapıyormuş. Herkes biliyormuş. Gerçekten ağaç başına 70 kg alıyormuş...muş..muş..miş... Sonradan öğrendik zaten 3 ağaç var adamın bahçesinde...70 kg aldığını delillendiremedik. Bizim danışmanımız Mersinde olduğu için kendisinden rica ettik. Ancak bir sene sonra meyva tutum döneminde inceleyebileceğimizi belirtti. Kısmetse bu sene inceleriz. Görüşlerimizi olumu veya olumsuz bu blogta paylaşırız.  70 kg badem veren ağacı duyan herkesin ağzı sulandı... 70 kilo...düşünsenize.. sanki bütün ağaçlar 70 kg veriyor..Delil yok...İspat yok.. Herhangi bir blimsel çalışma, kayıt yok..Ama o fısıltı Mersin'den İstanbul'a kadar geliyor. Fısıltının en büyük reklam olması gerçeğinin bir kere daha sağlaması yapılmış oluyor... biri on yapmak...Neden ? Çünkü ümit verici... Bunun aksini veya çok olumsuzunu konuştuğumda bırakın İstanbul'u, o an konuştuğum birkaç kişinin aklına bile gidemiyor. Ama mümkün ve olabilir dersen fısıltı devam ediyor....ve büyüyor..bir zaman sonra belki verim ağaçbaşı 75-80 kg olur...Bence bizim sektördeki major sorun budur.

Aynı ağacı birkaç sene izlesen ve ''bir daha vermedi o sene verdi bir tek'' denilse ve ağacın aslında 70 kg vermediği ispatlanılsa bu sonuç yayılmaz veya yayınlanmaz. Hala 70 kilo veren badem ağacı konuşulur. Bir ağacın yandaki resimdeki gibi vermesi hepsinin aynı vereceği anlamına gelmez. İnternetteki bilgi kirliliğinin temel nedeni budur. Bilgi kirliliği major sorundur. 1 dönümden müthiş karlı bir yatırım yapıldığı fikrini veren birçok site linki verebilirim. Çoğunun fidan üreticisi olduğunu söylememe gerek yok sanırım. Umarım bu veriler üzerinde gerçekçi çalışmalar yapar ve düzeltirler. Zaten birçoğu birbirinden kopyalamış.


 
Bu Ağaçların hepsi 2,5 yaşında 


Ben kendi bahçemin güzel ağaçlarının resmini çekiyorum, yanına 2,5 yaşında badem ağacı yazıyorum. Görenler inanamıyor, 5 yaşında gibi.. Sizin orası bademe çok uygun diyorlar. Hemen yargıyı yapıyoruz. Bir deneme yaptım sadece gelişmeyen ağaçları çektim. Şimdi, Altına 2,5 yaşında badem ağacı yazsam ve yayımlasam, Herkes bu iş olmaz, orda badem yetişmiyor toprakta sorun var derler. Önemli olan bahçenizde % kaç ağacınız iyi gelişti. Ama gördüğümüz gibi hepimiz en olumlu örnekleri yayımlıyoruz. İnternetteki bilgilerde bu şekilde.... En iyi senaryolar, hatta iyininde iyisi...


Sağ tarafta ise 4 yaşında bir badem ağacı var. Ağaçların yaşı insan yaşı gibi değil, bakım ve koruma ile ilgili..Ama 4 yaşında 3 metre yüksekliğinde büyük ağaçlar da var.




                                                                   


Bu işe başlamadan önce araştırma yaparken, bir fidan üreticisi bana 30-40 dönümden ne kadar çok para kazanabileceğimi gösteren bir fizibilite verdi. Kendi bilgisayarında bu fizibilite hazırdı ve anında print etti verdi. Çok karlıydı. O fizibiliteyle bütün ülke ceviz yetiştirmeli diye düşünebilirdiniz. Bu kadar karlıysa neden 5-6 liraya fidan satıyorsun? sorusuna cevap verememişti.

Bu sektörde ülkece başarılı olmanın en önemli yolu saptırılmış bilgiler yerine gerçek bilgilerle hareket etmemizdir. Bu bilgileri paylaşmamızdır. Facebook üzerinden ve çevremdeki üreticilere bir soru sordum: 

'' Badem ceviz veya meyvacılık yapan üreticilere bir sorum var. Ürünün adı, çeşitleri, dikim şekli (5x5, 2x5 vs) bölgeyi belirterek İlk hasatlarında dönüm başına ne kadar aldığınızı yazmanızı rica ediyorum?''

Kaç cevap geldi biliyor musunuz? HİÇ... 

Tanıdıklarımdan ne kadar cevap geldi...HİÇ....En azından bugüne kadar alamadım. Bu konunun önemini anlamadığımızdan geliştirici adımlar atılamıyor. Kimin kaç kilo aldığı yerine basit bir istatistik yapılabilir. Yüksek verim, düşük verim  ve orta verim istatistiği çıkarılabilir. Bu yatırıma girenler veya girmeyi düşünenlere neye girdikleri daha gerçekçi gösterilebilir. Ama o zaman internetteki mükemmel verim tabloları ve iş çekiciliğini kaybeder mi? Bilemiyorum çünkü hiç hasat yapmadık ve yapanlardan da gerçek veri alamadık. Sözlü bir veriden bahsetmiyorum. Yazılı ve kayıtlı bir veriden bahsediyorum. Şimdilik o veriye ulaşamadım. Birilerinde mutlaka vardır. Yurtdışı kaynaklar bu konuda çok bonkör. Onların verilerini baz alarak hareket edeceğiz artık.

İlaç sektörü de karışık ve ticari... Bir ilaç çıkıyor, bu ilacın ilgili hastalığa veya zararlığa iyi geldiği açıklanıyor, eski ilaçların etkisi kötüleniyor, çünkü eski ilaçlar ucuzluyor. Bir zaman geldiğinde bu ilaçta yasaklanıyor, yenileniyor.. Veya 5ml yeterli geldiğini deneyip gördüğümüz bir ilaç üzerinde 20-25 ml kullanma etiketi olabiliyor. Tarım ilaç sanayii bu şekilde ilerliyor. Bu verilerin paylaşıldığı bir ortam yok. Üreticiler olarak elimiz mahkum şekilde yeni ilaç, şu kadar kullanılmalı yazıyor ve kullanıyoruz. 

Kullandığımız ilaçlarla ilgili bizim anlayacağımız dilde yapılmış, yazılmış araştırmalar yok. Bulabildiklerimiz zaten ilaç firmaları tarafından sponsor olunmuş araştırmalar. Tam manasıyla uygulamalarımızın işe yarayıp yaramadığını uygulama yaptıktan  belli bir zaman sonra öğreniyoruz.

Sonuç olarak badem yetiştiriyoruz, meyvacılık yapıyoruz, iç ve dış major-minor konular bahçenin, yatırımın geleceği için iyi değerlendirilmeli. Tüm meyva üreticierinin kendi ürettikleri meyvalar ile ilgili yalnış verilerin yayılmasına karşı doğru veriler yayınlamalı. Yoksa sürekli sektöre giren ve çıkanlar olacak, milli servet kaybı oluşacaktır. Yalnış verilerle birçok kişinin sektöre girmesi, sektördeki asıl üreticilere de zarar verecektir.