28 Mayıs 2013 Salı

BADEM BAKIMINDA NELERE DİKKAT EDİYORUZ?

Badem yetiştiriciliği yaparken nelere dikkat ediyoruz? Bu soruyu kendime sorduğumda ve cevaplamaya çalıştığımda önemsiz, dikkat edilmemesi gereken tek konu bulamıyorum.

Ama yinede major konular nelerdir? Şimdi toprak, rakımi su vs... gibi klasik konuları geçiyorum. Öyle veya böyle bir yerlere meyva bahçesi kurduysak, şimdi ne yapacağız.?

Bu işi yapıyorsak etrafımızda olumlu olumsuz yorum yapan birçok kişi olacak. Orda olmaz toprak kötü, çok taşlık, iklim soğuk, bu rakımda olmaz. Burada nefis olur, en çok verim burda olur... Bu yorumları bir kenara koyalım. Öyle olmaz denilen yerlerde çok iyi gelişen ve sonuç alınan bahçelerin yanında, lokasyon olarak çok iyi olur denilen yerlerde verim alınamadığını da gördük.

Lokasyonun önemini atlamıyorum ama ana konu bu yazıda Lokasyon değil.

İki tip insan varmış, biri -saydık-çılar, bahçeyi buraya kursaydık, şöyle yapsaydık veya yapsaydınız.... 

İkincisi -e rağmen-ciler. Bunlar rakım yüksek olmasına rağmen düzenli bakımla başarılı olanlar, taşların içinde olmasına rağmen çukurlar açıp ağacı içinde geliştirenler.

Mesela biz bahçemizdeki taşlık yere (ki, buraya olmaz dikmeyin dedi birçok kişi, iyi ki dikmişiz..). 800 ağacı çukuru kepçe ile açıp içine torf, gübre ve bahçe toprağı karıştırarak doldurup içine ağaçları diktik. bazılarına göre 2 bazılarına göre 3 yaşındaki bahçemizde en çok badem verimi bu alanda gözüküyor.

Burda su yok olmaz derler, ama su olmamasına rağmen bazı girişimci suyu borularla kilometrelerce ileriden getirir, doğru kapasiteli havuzlar yapar, bahçesini hızlı geliştirir. Bazı girişimci ise ağacı susuzluğa alıştırır, yavaş geliştirir , uzun vadede verim alır ama ağaç olur, bahçe olur...

Bir çok Ana etken haricinde nelere dikkat etmek gerekir, kendimce sıralamam gerekirse,

1-Ekip bilinci.  Bahçede çalışan mesai ekibine tam destek olunmalı ve yön verilmeli. Ekip verimi en yüksek seviyede olmalı.

2- Ağaçlarla hemen hergün selamlaşılmalı, yani ağaçlar her gün gezilmeli. Bazen bir hastalığı başında yakalayınca lokal müdahelelerle bahçeye bulaşması engelleniyor. Bir garipliği gözlenen ağacın belli periyotlarda resimleri çekilmeli, gözlenmeli. Gidişata göre ağaç sökülüp laboratuara gönderimeli. Böylece elinizde o hastalığın tanımı, gelişimi ve zamanlaması ile ilgili veri oluşur. Benzer ağaçlar olduğunda müdahele kolay olur.

3-Bahçe kayıtlarınız, yaptığınız işlemler düzenli tutulmalı. Bu kayıtlar sizin gelecekte bahçenizin nereye gideceğini söleyecek. Benzer problemler yakın zamanlarda sürekli yaşanabiliyor. Bu kronik halde her sene tekrarlanabiliyor. Bunu biliyorsanız her sene o tarihler öncesi alacağınız önlem o kronik sorunu sorun olmaktan çıkarıyor veya tamamen bitiriyor. Ama 3-4 sene sonra tekrarlamayacağı garantisi yok. Ne uyguladığınız kayıtlı ise tekrar anı uygulamalarla sorunu tekrar çözebiliyorsunuz. Bizde en büyük sorun 2010-2011 Fusariumdu, 2012 de bitti gbiydi.2013 te ise Mayıs sonu itibariyle hiç yok.. Normalde bizim iklimde Mayısın başında ağaçlar ölmeye başlardı. Fusarium reçetemiz ile kurtulduk. Ama tekrarlarmı, bir yerden ortamını bulup küllerinden doğar mı? biz önlemlere ve takibe devam edeceğiz.

4-Toprak PH 'ı 6-6,5 arasına getirmek. PH yüksek ise asitik gübrelerle düzenli gübreleme ile PH düşüyor. Bizde 2009-2010 yılında PH'ı 7,5 ortalamalı bir bahçe toprağımız vardı. 2013 te ise bu oran 6,3 e düştü. Bu ağaçların gelişim hızında etkili oluyor. PH düşünce besin alımı daha kolaylaştı, ağaçların gelişimide bir o kadar arttı.

5-Bahçenizde bir ağaç ölünce veya hastalınca nedenini bulmaya çalışın.Çok önem verin. Bu konuda kafa yorun, araştırın. O hasta ağacı laboratuara göndermeyi ihmal etmeyin. Bir hastalık başladıysa yayılmadan çözmek size ağacın kargolanması ve laboratuar masrafından daha fazla kazandırır.

6-Analizler her sene yapılıp takip edilmeli. Buna göre bir sene sonraki besleme programı doğru şekillenebilir. Yıl sonu yaptığınız, gübrelemeler bittikten sonra Aralık ayı gibi yapılan  analizlerde topraktaki eksiklikleri görebilirsiniz. Uzun dönem gübreleme yapılmaması, yağmurlarla toprağın yıkanması sonucunda doğru bir bilgiye ulaşabiliyorsunuz. Mesela bizde 2011 de fosfor azdı. 2012 de Kullandığımız Sotrol sıvı organik gübreye fosfor katkısı eklettik. 2013 te ağaçlar koyu yeşil... Aynı şekilde 2012 de potasyum eksikliği vardı. Bu sene ise potasyum takviyeli gidiyoruz.

7-Ot mücadelesi. Otlar ağacın dibinde verdiğimiz su ve gübrelerle gelişyorlar ağacın gelişimini yavaşlatıyorlar. Ağaçlarınızı etrafında otlar olmamalı. Ya elle, ya ilaçla, ya orakla, ya çapayla ama orda otlar olmamalı. Ağaç dipleri ve yaprak iz düşümnde otlar olmamalı. Gübreler boşuna otlara harcanmamalı. Ağacın gübresini alan olar çoşarken ağaca az besin kalır.


8-Budama..Boşuna büyüyen dallar gelişmeden sürekli kesilmeli. Boşuna yukarı giden, içe dönen dalları veya ağaçların gövdesini yukarı yükseltmemek gerekir. İçe dönen dalı boşuna geliştirmek, o dala giden besin ve  enerjinin günün birinde kesilmesi gereken içeri dönen dal tarafından boşuna harcanmasına sebeb olur.  Onun yerine dallar yanlara doğru gelişecek şekilde budanmalı şekil verilmeli. Her ağaç budandıktan sonra o makas, yanına alacağın dezenfektan ile dezenfekta edilmeden yan ağaca değdirilmemeli. Yılda bir budama  değil gerekirse sürekli yanınızda makas ve dezenfektan ile dolaşıp her fırsatta yalnış gelen dalları kesmeliyiz.

9-Düzenli gübreleme, az ama sık gübreleme...Bol gübre yerine az ama sık gübre atın. Ben sıvı gübreleri tavsiye ederim. Kullandığımız ana gübre Sotrol, Almoll.. Hem üretici fosfor eksikse içine  fosfor ekleyebiliyor veya çinko eksikse çinko katkılı hazırlayabiliyor. Böylece bahçede karışıklıklar yaşanmıyor. İki ayrı bidon ve iki gübre... Gübrelemede hazırlatılan karışımlarda sorun yaşanabiliyor, pratik değil.. Hatalı işlem yapma, uyguama hatası da minimize ediliyor. Klasik gübreler kullanmaktan çok kendi bahçemize uygun gübre yaptırıyoruz. Sıvı şekilde kullandığımız bu organik sıvı gübreleri damlatıcılardan istediğimiz sıklıkta verebiliyoruz. Hayvan gübresi kullanmıyoruz. Hayvan gübresi kullanacaksak bir kenarda 2-3 sene yanmasını beklemek ve her sene düzenli ilaçlama yapmak şart. Biz bununla uğraşmıyoruz açıkçası...Çok hayvanın varsa belki o zaman uğraşılır..Ama biz Hayvancılık yapmıyoruz. Hayvan gübresi bünyesinde böcek, böcek yumurtaları tutuyor ve 2-3 sene sonra yumurtadan çıkıp bahçeni böcek sarabiliyor. Ayrıca hayvan gübresini bahçede kullanmasanız bile bahçe kenarında tuttuğunuz bu gübrelere böcekler ulaşıp her sene yumutalarını bırakıyorlar. Larvalar için büyük besin kaynağı. Ağaçların altına atıp larvaları, böcekleri ağaç diplerine, köklerine yerleştirmek istemiyoruz. Fırınlanmış katı hayvan gübreleri kullanıyorsanız sorun yok. Ama eski usul kenarda 2 sene üstünü örttük yaktık diyorsanız, yumurtalardan çıkacak ve bahçenizi saracak böceklere hazırlıklı olun.

10-Düzenli ilaçlama, hızlı müdahele yapacak şekilde hazırlıklı olmak. Yaprak delen vb.. mantari hastalıklar, bakteriyel hastalıklar veya zararlılar, ağacın gelişimini durduruyor veya yavaşlatıyor. Bu sizin bazen yıl kaybetmenize sebeb oluyor.O maliyet ilaçlama maliyetinden çok daha yüksek olur. 2011 yılında 3 defa bordo bulamacı uygulaması yaptık. Masraf oldu üç defa. 2012 yılında bahçede dal ve yaprakalrda hiç mantari hastalıklara rastlamadık. Önceki yıl Antraknoz yaşamıştık iki defa, haziran başı ve ekim aylarında..2012 de ise hiç olmadı. Hiç mantar ilacı satın almadık, hiç ilaçlama işçiliği yapmadık, makineye mazot alıp bahçede ilaçlamadık bilmem kaç kez..bunların maliyetlerini alt alta yazınca hangisi karlı sizce?

Basit görünüyor, kolay görünüyor, bunların tamamını yapıyor muyuz tam manasıyla?....Buna odaklanmak ağaçların gelişimi hızlandıracaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder